bugün

entry'ler (293)

bir erkeği kendine bağlamanın yolları

(bkz: göbek bağı)

türkiye diye bir şey olmaması

türkiye bir halüsinasyondur.

ekonomik krizde mekanlarda boş koltuk olmaması

herkes şu pahalı bu pahalı diyip duruyor ama her yer dolu. ben anlamadım.

cinsel sapkınlıkların yapılmadıkça kötü olmaması

cinsel sapkınlıklar (pedofili zoofili vs.) faaliyete geçirilmediği sürece kötü bir şey değildir. fantezidir sadece.

eve giderken taşı tekmelemek

yolda taş olsa yapardım ama taş yok.

bütün kısa saçlı kızları feminist sanmak

karşılaştım böyleleriyle. olm biraz düşünün la. belki kız olmak istemiyordur ve karşı cins olmayı hayal ediyordur.

çirkin bulduğu kızdan nude isteyen erkek

doğru olanı yapan erkek. ben de isterdim valla.

kefir

eskiden haftada 1 sıçan ben bunu düzenli içmeye başlayınca neredeyse her gün sıçmaya başladım. için. ya da içmeyin bana ne aq.

tek eşlilik doğamıza aykırı mı

aykırı. bu yüzden fuckbuddy tercih ediyorum.

kendini sevmek

kendimi çok seviyorum ve diğer insanlardan nefret ediyorum. insanlardan nefret etmemin sebebi benim kadar mükemmel olmamaları.

kedileri sevmem nankör hayvanlar diyen insan

haklıdır. kedi seven insan net sorunludur.

şaka maka sözlüğün bitmiş olması

harbi eski günleri özledim aq. hdp trollüydüm. hdp'yi sikim.

kahverengi kusmak

midede sindirilmiş kanı kusma eylemi. hematemez olarak da isimlendirilir.

yiff

(bkz: e621 net)

saçların bele gelmesi

babamın karısının beni zorlaması sonucu saçlarım belime kadar uzamıştı. yalvarıyordum kısacık, teyzeler gibi kestireyim diye. o evden kurtulunca hemen kestirdim tabii. rahatım artık.

aşksız bir hayatın sıkıcı olduğu gerçeği

en son aşık olduğumda ortaokulda falandım. aşık olmak kişiliğime uygun değil, evlenseydim zaten kısa sürede boşanırdım.

sıkıcı değil.

yiff

furry çizimlerinin pornografik versiyonu. görmeye alıştıktan sonra normal porno onun kadar keyif vermiyor ayrıca.
kesinlikle zoofiliye girmez.

dünyanın en zevkli eylemi

her tarafın ağrıyorken ve halsizken sıcak suyla duş almak ve tüm o ağrıların gitmesi. sonra da mışıl mışıl uyumak.
böyle bir şey yaşamıştım diye hatırlıyorum. o günden beri her yerim ağrıdığında hep bunu yapmayı düşünürüm ama mantığım beni durdurur.
belki de hayal kurarken aklımda gerçekten yaşanmış gibi kalmıştır. hiç gerçekçi gelmiyor çünkü.

üstteki yazarın mesleğini tahmin et

burger king şubesi sahibi.

şizofren diyalogları

edit: her şizofren paranoyak değildir. eski kitap dsm-4'teki şizofreni türlerini okursanız görebilirsiniz. o türler yok olmadı, sadece isim olarak kaldırıldı.

gerçektir.

ilaçlarını kullanmayan şizofren kişisi başka bir hastalık için kan tahlili yaptırmaya hastaneye gelir.

ş: şizofren
h: hemşire

h: koltuğa otur, kolunu aç.
ş: ne, parmağımı mı açayım?
h: ?!!???!! hayır, kolunu dedim.

şizofren koltuğa oturur. alakasız bir şekilde şerbet hakkında saçmalamaya başlar. bu sırada iğneyi hazırlayan hemşire kolunu tekrar açmasını söyler. şizo hiçbir şey duymamış gibi şerbet monoloğuna devam eder. hemşire onun ruh sağlığının pek yerinde olmadığını anlamıştır. onun yerine kendi açar. damarı bulamaz. başka bir hemşireyi çağırır.

2. hemşire şizofrene sol kolunu işaret ederek,
h2: kolunu uzat.
ş: uzun değil.
h2: efendim?
ş: uzun değil. nasıl uzasın?
h2: ???
h1: (hemşireye) ben de bu yüzden çağırdım seni zaten.

2. hemşire de hastanın kolunu açar. iğneyi batıran hemşire şizofrene bakmamasını söyler ama şizofren kan görmeye alışıktır.

kan şırıngaya dolarken,
ş: vişne suyuna benziyor. acaba vişne suyu mu var içimde?

işlem tamamlanır.